Ölüm, doğumla geri sayımı başlayan kaçınılmaz bir olaydır. Şimdi olduğu gibi, eskilerde insanlar ölüme kayıtsız kalmamışlardır. Genellikle insanlar bizim şuan ki din anlayışımızda olduğu gibi ruhun ölümsüzlüğüne inanmışlardır. Ölümden sonraki hayata inandıklarını göstermek için insanoğlu pek çok farklı uygulamalara imza atmıştır. Gelin beraber bunlardan birkaç tanesini inceleyelim.
Kimileri sevdikleri bir kişi öldükten sonra onun anısına ağlayan resimler çizmiştir. Burada ölümsüzlüğün yanı sıra, ölen kişinin ne kadar sevildiği hatırlatılmaya çalışılmıştır.
Kimileri birisi öldükten sonra onun vücudunu yakarak, küllerini gömmüştür. Bu olaydaki amaç; insanın günahlarını beden olarak çekmesi ve ruhun diğer tarafa günahsız olarak gitmesini sağlamaktır.
Kimileri ölen insan dirilince kullansın diye, yaşarken kullandığı eşyaları mezarın içine yerleştirmiş ve mezarları bir evin odası gibi tasarlamıştır.
Anadolu'da en çok karşımıza çıkan gömme tarzı ise; ölen kişinin anne rahmindeki şekli ile bükük bir şekilde gömülmesidir. Bunun yorumu, ölen kişinin yeni bir hayata başlayacak olması düşüncesiydi. Bu şekilde olan gömme tarzına Hocker tarzı gömme denir.
Yukarıda verilen örneklerde gördüğümüz gibi edebi hayat arzusu , ilk insandan günümüze kadar hiç değişmemiştir. Tek değişen şey, bu edebi hayat arzusunun kültürden kültüre farklı şekilde uygulanmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder